Herkese sağlıklı ve güzel bir hafta diliyorum…Sandıktan bulup çıkarttığım bu resmi Pazartesi resmi olarak paylaşmak istedim
Royal Raymond Rife (1888-1974)adını kim duydu? Muhtemelen hiç biriniz. Bu müthiş insan sağlık alanında çalışan diğer bilim insanlarının ihanetine uğramış olan gerçek bir bilim insanıydı… “ana akım sağlık insanları”(bu terminolojiyi kullanıyorum çünkü maalesef böyle insanlar her zaman vardı ve günümüzde de var) tarafından susturulmakla kalmayıp yaptığı çalışmalar da itibarsızlaştırıldı..
Oysa yaptığı çalışmalar kanser alanında büyük bir çığır açmıştı. Elektromanyetik dalgaları kullanarak kanser hücrelerini, virüsleri ve bakterileri 100% e yakın bir oranda yok etmeyi başardı.Kısa bir süre için yaptığı çalışmalar takdir edildiyse de, elektromanyetik frekansları patentleyemeyeceklerini bildiklerinden, insanlığın elinden bu büyük buluş geri alındı…Rife makinası bugün kemoterapiye alternatif arayan insanların kullandığı ve sonuç aldığı bir araç olarak kullanılmakta. Ömrünün kalan kısmını parasız, umudu kırılmış bir şekilde tamamladı. Sağlık alanında da, tıpkı diğer alanlar gibi, para kazandırmayan hiç bir yöntem bilimsel yöntem olarak kabul görmüyor…
Rife, rezonans sağlayan elektromanyetik frekansların bakteri, virüs ve kanser hücrelerini yok ettiğini ama sağlıklı hücrelerde herhangi bir etkisinin olmadığını buldu.
Kanser tedavilerinin maliyetlerini ve yarattığı pazarı bir düşün…
Aynı şekilde Wilhem Reich… Reich da insanın içindeki doğuştan gelen ve etrafındaki herşeyle etkileşimini sağlayan hayat enerjisine ulaşan teknolojiler icat etti. Bu icadı hastalıkların tedavisinde yüksek oranda başarı da sağladı.
Ancak o daha da insafsız saldırılara ve hukuki yaptırımlara maruz kaldı. Kitapları yasaklanıp yakıldı. Adi bir suçtan tutuklanıp hapsedildi ve hapisanede esrarengiz bir şekilde öldü.
Bu iki bilim insanının çalışmaları desteklenseydi bugün insanlık virüs ile mücadelede hangi noktada olurdu hiç düşündün mü?
Ben uzun süredir düşünüyorum.
Kendime bu birbiriyle yarışan ve ortaya bilgi kirliliği de dahil her türlü bilgiyi pompalayan hiç kimseyi dinlemiyorum.
“Ana akım” medya dahil, bize sunulan ne sağlığı, ne fikirleri ne de haberleri satın alıyorum.
Araştırıp bulduklarımın kıymetine inanıyorum.
Bir benzetme yapacak olursam: önüme konulan yemeği ya da elime tutuşturulan menüden seçtiğimi değil, kendi mutfağımda sağlıklı olduğuna inandığım şekilde pişeni yiyiyorum.
Sana da bu hafta için seçtiğin şeyleri gerçekleştirip onları yaşamanı diliyorum.
Sağlığı huzuru bereketi bol bir hafta olsun.
Tüm niyetlerin gerçek olsun🧡🧡🧡
